Hikayemiz


 Güzel sofraları sevenlerden misiniz? 

Ben hep sevdim. İster kahvaltıda olsun, ister akşam yemeğinde, özenle hazırlanmış sofralarda dostlarla bir araya gelmekten hep keyif aldım. Kocaman bir salata kasesinin elden ele geçirilerek paylaşılması, sohbetlerin yemeklere lezzet katması, kahkahaların sofrayı şenlendirmesi hayattaki en güzel anların başında geliyor. 

Sofra kurmak, benim için sevgiyi anlatmanın en yalın biçimi. 

Hayat da bana böyle bir yol çizmiş baştan beri. Kitapların, yazarların, edebiyatın içinde bir yaşam hayal ederken; kitaplarımı ve edebiyat sevgimi de yanımda taşıyarak kendimi mutfak dünyasının içinde buldum. Ama ne bulmak! 

Burada, beni ben yapan; hem beni, hem de Somnia’yı şekillendiren uzun soluklu işimden bahsetmeden olmaz. Uzun yıllardır seramik, porselen, cam ve emaye sektörüne tasarım ve grafik desteği veriyor, kimi zaman kendi beğenimizle, kimi zaman da müşterilerimizin hayalleri ve istekleri ile yarattığımız desenleri serigrafi tekniği ile basıyoruz. Serigrafi, meşakkatli ve geleneksel bir yöntem. Bu teknikle yapılan tüm desenler porselenlere işlenince ömürlük oluyor. Ben de bir ömrü sanata adadım. 

Şimdi, oğlumun da isteğiyle yeni bir yolculuğa adım atıyoruz. Somnia, yılların özveri ve emeğiyle, biraz kendi kendine dile gelen bir marka. Geçmişin bilgeliğini geleceğin cesaretine sarıp sarmalayan, edebiyattan beslenen bir soluk. Sanatın şifasına inanan, toprağın dilini konuşan bir hikâye... 

Ben Özlem. 

Jane Austen'ın inceliği, Virginia Woolf'un derinliği, Marguerite Duras'nın tutkusu, Simone de Beauvoir'ın cesareti ile yola çıktım. 

Bu bir bayrak yarışı…Bana düşen kısmında edebiyatla, huzurla ve güzel insanlarla yol almayı diliyorum.