Skip to content

Cart

Your cart is empty

Yavaşlamayı Seçmek

Yavaşlamayı Seçmek

 

Bugünün İlhamı: Doğanın hızını benimseyin: onun sırrı sabırdır. – Ralph Waldo Emerson 

Sizin de benim gibi yaşamınızın hızından başınız dönüyor mu? 

Pazartesiyle başlayan haftanın nasıl cumaya evrildiğine şaşırıp, “Bu hafta sonunu kendi sevdiğim şeylere ayıracağım.” diye karar verip ne olduğunu anlamadan pazartesi sabahına mı uyanıyorsunuz yoksa?

Benim hikâyem bu! 

“Hayattan birkaç gün çalacağım.” diye inat ettiğim seyahat zamanları haricinde tekrar tekrar izlediğim filmden bahsediyorum size. Oysa biz kadınların yapmak istediği ne çok şey var. Hayatı güzelleştirdiğimiz, etrafımızı neşeyle doldurduğumuz konusunda hemfikiriz değil mi? Baştan söyleyeyim, başka bir fikri kabul etmem mümkün değil. 

Öte yandan, kafamızın içindeki yapılacaklar listesi, akşam ne yiyeceğimiz, çocukların okulu, dersleri, dertleri, tüm dostlarımızın doğum günleri, her bir arkadaşımız için alınacak özel hediyeler derken düşünecek ne çok şey var. Üstelik bu saydıklarım çok kısa bir liste! İşlerimizden, ülkenin dalgalı seyrinden, pandeminin hepimiz üzerindeki etkilerinden bahsetmedim bile.

Nihayetinde, kimseyi üzmek değil niyetim. 

Kendi adıma niyetim, yavaşlamak! Yavaşladığım ender anlarda, ben sakince otururken, tam da bu esnada neler kaçırıyorum acaba diye telaşa kapılmadan durmak ve nefes almak istiyorum. Aldığım nefesin farkına varmak ve sahip olduğum hatta olmadığım her şey için şükretmek istiyorum. En güzeli ve kıymetlisi, her şey yolundayken hayatımıza sahip çıkabilmek. 

Eh, hepimiz yukarıda bahsettiğim şeyleri biliyoruz. Bildiğinizi biliyorum. Ama buna rağmen her seferinde unuttuğumuz için de kızıyoruz kendimize. Ta ki işimize gelmeyen, canımızı acıtan bir şeyle tekrar karşılaşana kadar. 

Ben bu sefer, etrafımdaki bunca kişiye şefkat dağıtırken, aynı özeni göstermediğim tek kişiye, kendime kızmamaya karar verdim. Buradan güzel şeyler yazdıkça, her hafta unuttuğum şeyleri hatırlayacak. Sizlere de izin verirseniz hatırlatacağım.

Kendime daha çok vakit ayıracağım. Hayatın koşturmacası içinde küçük molaların, sakin anların, bir fincan çayın bana verdiği dinginliğin farkına varıp tadını çıkaracağım. Sevmediğim, içine giremediğim bir kitabı hiç suçluluk hissetmeden kenara bırakacağım. 

Benim son zamanlarda yaptığım gibi siz de kendinize yüksek sesle söyleyin: Hayatta en kıymetli şey sizsiniz. Siz mutluysanız, herkes mutlu! Bunu unutmayın. 

Umarım, bu mini yazı mutlu eder sizleri. Belki günlük koşturmacanızın arasında durup sevdiğiniz bir şarkıyı dinler, ev işlerine ara verip kendinizle bir kahve içersiniz. Belki bir buket çiçek alırsınız işten eve dönerken. Uzun zamandır görüşmediğiniz can dostunuzla bir akşam yemeği de harika olur. 

Ne dersiniz?

 

Leave a comment

This site is protected by hCaptcha and the hCaptcha Privacy Policy and Terms of Service apply.

All comments are moderated before being published.

Other Blog Articles

Merhaba...

Merhaba...

Bu kocaman sanal dünyada daha önce tanışmadığım ama bir şekilde aynı hayaller etrafında buluşmayı umut ettiğim insanlara ulaşmayı dileyerek yazıyorum.

Read more
Neden Porselen? - Kalite ve Estetiğin Sofranızdaki Yansıması

Neden Porselen? - Kalite ve Estetiğin Sofranızdaki Yansıması

Sofralarımızın bizimle birlikte yaşadığını, anılarımızı taşıdığını düşünüyorum. Bu yüzden doğru porselen seti seçmenin ne kadar önemli olduğunu sizlerle paylaşmak istedim. 

Read more